Veeeeeeeee düşen son cemre ile kış mevsimini resmen geride bıraktık. Dolayısıyla beni bir mutsuzluk sarmaya başladı. zira kar-kışa resmen aşık bir kızım ben. Soğuk olsun, kat kat lahana gibi giyineyim, atkılar, eldivenler, sıcak köşe kapmacalar, sahleple cam kenarı sefaları...ooo ohhhh bayılıyorum bu yaşam tarzına. Kutuplara gönderilsem çıtım çıkmaz vallahi:} O derece...
Neyse işe, sonuç olarak düştü son cemremiz bu gece:/ Verilecek ana mesaja da gelince:
Eveeeet, sıradaki ve son olan cemremiz bu gece toprağa değil de 3 aydır "yok ben kışı sevmiyorum, yok soğuktan nefret ediyorum, yok cart, yok curt " diye ağlayarak kafa ütüleyenlerin kafasına düşsün inşallah!!! hıh!
Bir diğer kar yazısı için tık tık..
tozpembebirgün
4 Mart 2012 Pazar
27 Şubat 2012 Pazartesi
büyüdükçe hasta olmak bile tat vermiyor:/ Nazınız geçmiyor bir kere!
Vay arkadaş yaaaaa!!! Yaşlanmanın tüm kötü etki ve tepkilerinin yanısıra bir de anne ve babadan görülen ilginin de azalıyor olması yok mu? Ahhh...ah! İşte bu noktada isyanım büyük.
Eskiden parmağa iğne battığında kul köle olan, yüzüm gülsün diye hediyeler, çikolatalar ve en çok da kinder sürpriz yumurtalar alan anne ve babadan eser yok artık. Şöyle bi gönül rahatlığıyla hasta olup kimseye nazlanamıyorum bu evde:(
Her nazlanma girişimime bir engel, bir veto bir kestirip atma cümlesi.... çıhk çıhk çıhk!
bkz.
-Çok öksürürsem, hapşırırsam falan çözüm basit ve sabit: -Git odanaaaaaaa evladııııııııım!
-"Gripten ölüyorum, hastaneye gidelim" talebime gelen "bal ye, c vitamini iç, yat uyu" cevabı
-Kızaran burnuna vazelin sür sabah geçer ( sür-elim de değil yani heee)
gibi.
Ama benim bu baştan savmalara hiç pabuç bırakcak halim yok tabii ki :) Ben suan kendimi odaya kapattim; öksürüğüm hapşırığım duyulmuyor, işlemiyor tabii. En iyisi kalkıp içeri gideyim, biraz ciplak ayakla takilayim, biraz bağırıp çağırayım, baygınlık geçireyim de bi dikkat cekeyim falan :D
ÖZET: Ne kadar büyümüş olursam olayım: Nazlanmak benim hakkım söke söke alırım!
Eskiden parmağa iğne battığında kul köle olan, yüzüm gülsün diye hediyeler, çikolatalar ve en çok da kinder sürpriz yumurtalar alan anne ve babadan eser yok artık. Şöyle bi gönül rahatlığıyla hasta olup kimseye nazlanamıyorum bu evde:(
Her nazlanma girişimime bir engel, bir veto bir kestirip atma cümlesi.... çıhk çıhk çıhk!
bkz.
-Çok öksürürsem, hapşırırsam falan çözüm basit ve sabit: -Git odanaaaaaaa evladııııııııım!
-"Gripten ölüyorum, hastaneye gidelim" talebime gelen "bal ye, c vitamini iç, yat uyu" cevabı
-Kızaran burnuna vazelin sür sabah geçer ( sür-elim de değil yani heee)
gibi.
Ama benim bu baştan savmalara hiç pabuç bırakcak halim yok tabii ki :) Ben suan kendimi odaya kapattim; öksürüğüm hapşırığım duyulmuyor, işlemiyor tabii. En iyisi kalkıp içeri gideyim, biraz ciplak ayakla takilayim, biraz bağırıp çağırayım, baygınlık geçireyim de bi dikkat cekeyim falan :D
ÖZET: Ne kadar büyümüş olursam olayım: Nazlanmak benim hakkım söke söke alırım!
18 Şubat 2012 Cumartesi
Tesadüfler...
Hayatımda tesüflerin yeri bambaşkadır, severim. Bayılırım hatta! Yüzümü güldürür,yeni insanlar, aşklar, dostlar kazandırır bana. Yani hayat aslında yapar bunu zaten, zamanla yeni insanlar yeni tanışıklıklar kazanırız ama tesadüfle gelenin tadı bi başkadır:)
Bazen de eski dostlarımı; zamanla istemeden de olsa koptuklarımı geri getirir bana:) ... Son bir aydır en güzel tesadüf; 2006 yıılında üniversitedeki oda arkadaşımla aynı şirkette çalıştığımızı farketmemiz ve bu hafta koskoca 4 günü Kıbrıs'ta birlikte ve yine aynı odada geçirecek olmamız oldu:}
Bazen de eski dostlarımı; zamanla istemeden de olsa koptuklarımı geri getirir bana:) ... Son bir aydır en güzel tesadüf; 2006 yıılında üniversitedeki oda arkadaşımla aynı şirkette çalıştığımızı farketmemiz ve bu hafta koskoca 4 günü Kıbrıs'ta birlikte ve yine aynı odada geçirecek olmamız oldu:}
15 Şubat 2012 Çarşamba
Balo, davet ve bilimum önemli etkinlikler için acil durum kıyafeti
Bu başlığın altına ayıla bayıla "tabiiiiiii ki de siyah bir elbise" yazmamı bekliyorsunuz değil mi? Evet, kısmen de olsa doğru tahmin sizin ki. Ayıla bayıla olmasa da siyah elbiselerden bahsedeceğim. Gönülsüz, isteksiz ama çaresizce.
Çoğunun aksine ben gece kıyafetlerinde siyah renklerden nefret ederim. Bir şeyleri kutlamak, eğlenmek için çıktığımız akşamlarda simsiyah giyiniyor olmaya anlam veremediğimden kaynaklanıyor olabilir bu nefretim. Mavi, sarı, kırmızı, yeşil... binbir ton eğlenceli ton ve hatta bu son iki yıldır aşığı olduğum bir renk moda olan ve hemen heryerde karşıma çıkan pudra pembe varken niye siyaha gidilir bilmem:S
Her neyse...
Her gidilen düğünde, nişanda, partide, gece gezmesin de mutlaka bir siyah elbise ve hatta hatta siyah bir ayakkabı ile kombine edilen elbise görmekten gına geldi! Lütfen artık kalıpları aşın ve birazcık cesaret ile farklı renkleri kullanın. Ya da en azından siyah elbise-çorap-ayakkabı üçlüsünden kurtulun.
Madem "yok ben siyah elbiseden vazgeçmem" diyorsanız da renkli, allı-pullu- taşlı ayakkabı ve aksesuarları seçebilirsiniz mesela;)
Siyah bir elbisenin yanında dore bir çanta veya içinde 3-4 rengi barındıran pullu bir çanta da edinirseniz yalnızca ayakkabıyı değiştirerek her zaman her ortama göre bir kombin yapabilirsiniz. Bizimde gözümüz gönlümüz açılır yahu...
Siyah elbiselere renkli dokunuşlar:
Haaa, siyah elbiselere bu kadar laf attıktan sonra ben asla giymem der miyim?
-Tabii ki de demem! :)
Çoğunun aksine ben gece kıyafetlerinde siyah renklerden nefret ederim. Bir şeyleri kutlamak, eğlenmek için çıktığımız akşamlarda simsiyah giyiniyor olmaya anlam veremediğimden kaynaklanıyor olabilir bu nefretim. Mavi, sarı, kırmızı, yeşil... binbir ton eğlenceli ton ve hatta bu son iki yıldır aşığı olduğum bir renk moda olan ve hemen heryerde karşıma çıkan pudra pembe varken niye siyaha gidilir bilmem:S
Her neyse...
Her gidilen düğünde, nişanda, partide, gece gezmesin de mutlaka bir siyah elbise ve hatta hatta siyah bir ayakkabı ile kombine edilen elbise görmekten gına geldi! Lütfen artık kalıpları aşın ve birazcık cesaret ile farklı renkleri kullanın. Ya da en azından siyah elbise-çorap-ayakkabı üçlüsünden kurtulun.
Madem "yok ben siyah elbiseden vazgeçmem" diyorsanız da renkli, allı-pullu- taşlı ayakkabı ve aksesuarları seçebilirsiniz mesela;)
Siyah bir elbisenin yanında dore bir çanta veya içinde 3-4 rengi barındıran pullu bir çanta da edinirseniz yalnızca ayakkabıyı değiştirerek her zaman her ortama göre bir kombin yapabilirsiniz. Bizimde gözümüz gönlümüz açılır yahu...
Siyah elbiselere renkli dokunuşlar:
Haaa, siyah elbiselere bu kadar laf attıktan sonra ben asla giymem der miyim?
-Tabii ki de demem! :)
5 Şubat 2012 Pazar
Biten bir ilişkide tek suçlu kadındır!
Bugün ve dün aldığım iki ayrılık haberi nedeni ile ufak bir durum değerlendirmesi yaptım. Çok sevdiğim yaşları ve sosyal ortamları arasında uçurumlar olan olan iki arkadaşım da sevgililerinden ayrılmıştı. Daha doğrusu biri tam olarak ayrılmadı ama bu kararı aldı diyelim :) Her neyse ikisini de dinlerken ayrılık sonucunu getiren nedenlerin birebir aynı olduğunu farkettim. Suçlu biziz! Yani: KADINLAR
Neden mi? Hemen açıklıyorum hem de madde madde, açık ve net cümlelerle
Neden mi? Hemen açıklıyorum hem de madde madde, açık ve net cümlelerle
31 Ocak 2012 Salı
Kartopu oynamayan bizden değildir!!!
Vay arkadaş yaaa!!! :) Saçmalamış bu millet. Kafayı yemiş, yaşlanmış ve yaşlandıkça da huysuzlaşmış!
İstanbul'da oturanlar bilir, geçen haftadan beri şehir mükemmel bir şekilde beyazlara büründü:) İşte bu bembeyaz İstanbul'da insanların çoğu ne yaptı biliyor musunuz? Durumdan şikayet etti, aptal arabalarına zincir takmadan trafiğe çıktı ve yollarda kaldı sonrada utanmadan İstanbul'dan ve trafiğinden şikayet etti. Karda kışta incecik kıyafetler ve ayakkabılarla sokağa çıkıp; çok soğuk çok üşüyorum diye kafa ütüledi...Bir çok insan yine aynı sebepten dolayı işe nasıl gideceğim, işten eve nasıl döneceğimin kaygısına düştü, günü hem kendilerine hem de biz arkadaşlarına zehir etti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)