22 Ocak 2012 Pazar

Anason kokarken sofralar, an(ı)larımızı daha da keyifli hale getirmek üzerine

Offf ya:/ Ben bu gece bi aptallık edip eski fotoğrafları karıştırdım. Normalde güzel bişey evet ama yaşlanmaktan fena halde korktuğum şu günlerde bunu yapmak beni mahvetti:( of...of!
Çok da değil üstelik yalnızca üniversite yıllarımdan kalan fotoğraflardı onlar ama o kadar kısa bir geçmişim bile mahvetti beni. O zaman ki halimle şimdi ki halim o kadar farklı ki! 
Çok efkarlandım, üstelik konu benim görüntümden çıktı; o zaman yanımda olan insanlardan hala yanımda olan insanlara ve onların nasıl göründüklerine geldi. Ordan yeni arkadaşlıklarımı düşündüm. Hayatıma giren, çok sevdiğim, sevildiğim, güvendiğim insanların zamanla hayatımdan çıkışlarını ya da kalışlarını izledim. Film şeridi gibi geçti.
Her şeyimi her anımı birlikte paylaştığım bazı arkadaşlarımla artık hiiiiiiiiiiiç görüşmediğimi farkettim. Ya ben vazgeçmiştim onlardan ya da onlar benden. Yada ömürleri bitmişti, gittiler bu diyarlardan :/ Birbirimizin hayatlarına kısa rollerle girip çıkmıştık.
Zaman çok acımasızdır derler ya hani, işte o acımasızlığını yaptı resmen bana bu akşam, gösterdi o yüzünü. Oturup hıçkıra hıçkıra ağlattı beni. 
Ama hüzünlendirdiği yada üzdüğü kadar aklımı başıma da getirdi. Yanımda kalan dostlarıma daha fazla değer vermemi, onlarla daha fazla vakit geçirmem gerektiğini anladım. 
Hayat -ki hala neden bu hayat denilen şeyde yaşadığımızı anlayabilmiş bir insan değilim. Anladığım gün çok daha huzurlu bir insan olacağım.Yanlış anlaşılmasın aslında çok inançlı bir insanım ben ama işte... kafada var 40 tilki, kurcalıyorlar bazı şeyleri... Neyse işte hayat çok hızlı akıyor ve bir o kadar da içinde bir derinlik bulunduruyor. Hayat kısa, hayat derin, hayat süprizlerle dolu ve asla ama asla tahminleri haklı çıkarmıyor. Bugün çok sevdiğiniz bir insanı bazen ölüm bazen kavga, küslük, bıkkınlık, dargınlık, uzaklık vs gibi nedenlerden alıveriyor yaşantımızdan. Geriye de hatıraları bıkarıyor sadece. Elimizden bişey gelmiyor... Yani en azından bizden birşeyleri alıp götürüken gelmiyor (-hani şu "kader" denilen şey yüzünden! ) ama ayrılma vakti gelene kadar yaşanan o anları gün gelip hatırlandığında ( -ki bu akşam ki gibi) daha da tatminkar hale getirmek bizim elimizdeymiş gibi sanki...
Ailemiz, sevdiklerimiz ve hatta sevmediklerimiz zaten yaşamın doğası ve kaderin bir cilvesi(!) olarak hayatımızdan çıkıp gidecekler. O çıkma anına kadar etrafımdaki herkesi daha da kabullenmeye karar verdim. Daha pozitif yaklaşmaya, daha sevgi ve saygılı olmaya, onları daha çok dinlemeye, daha çok şey paylaşmaya ve herkesle ama herkesle mutlu anlar yaşamak için elimden geleni yapacağım bu geceden itibaren...En önemlisi ise kimseyle gereksiz savaşlara girmeyeceğim.
Ben güzel anlar yaşayarak güzel anılar hazırlayacağım kendime:) Ne dersiniz? Sizce de an(ı)larımız böyle daha da keyifli bir hale gelmez mi? Ve bu yaşamımızı daha da güzelleştirmez mi?